Denizevleri 212. Sokak No:7 Atakum/SAMSUN
+90536 973 4679

Lütuf: Tanrı’nın Hak Etmeyenele Olan Merhameti & Yeniden Doğuş : Yeni Bir Ruhsal Doğuş

Hristiyanlığın ABC si

Tanrı’nın lütfu, bir Hıristiyanın aklını meşgul edebilecek en heyecan verici kavramdır ve aklı meşgul ettiğinde, hemen ardından insanın yüreğini Tanrı’yı yüceltme isteğiyle doldurur. Lütuf olmadığı sürece hiçbirimiz için umut yoktur. Lütufa tek alternatif, kendi çabamızla kurtulmak olarak görülebilir. Fakat bu umutsuz bir girişimdir, çünkü Tanrı bunu kabul etmez. Yeni Antlaşma bu durumu bol bol açıklar:

“Bu nedenle Yasa’nın gereklerini yapmakla hiç kimse Tanrı katında aklanmayacaktır. Çünkü Yasa sayesinde günahın bilincine varılır” (Romalılar 3:20).


“İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı’nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir” (Efesliler 2:89).

“Ama Kurtarıcımız Tanrı, iyiliğini ve insana olan sevgisini açıkça göstererek bizi kurtardı. Bunu, doğrulukla yaptığımız işlerden dolayı değil, kendi merhametiyle, yeniden doğuş yıkamasıyla ve Kurtarıcımız İsa Mesih aracılığıyla üzerimize bol bol döktüğü Kutsal Ruh’un yenilemesiyle yaptı”(Titus 3:5).

Kurtuluşun etkili olabilmesi için, Tanrı tarafından kabul edilir nitelikte olması gerekmektedir. İncil’deki anahtar kelimenin lütuf olmasının sebebi budur, çünkü Tanrı kendisinin sağlamış olduğu kurban olan Rab İsa Mesih’ten hoşnut olur. Eğer lütuf kelimesinin Yeni Antlaşma’daki anlamını anlamazsak, İncil’i asla anlayamayız. Çünkü lütuf, İncil’in özü olan Mesih aracılığıyla gelen kurtuluşu ve İncil’in mesajını anlamak için anahtardır.

Tanrı, lütuf Tanrısıdır (1. Petrus 5:10)
İsa dünyaya lütfu getirmiştir (Yuhanna 1:17)
Kutsal Ruh, Lütuf Ruhu’dur (İbraniler 10:29)
Kurtuluş, lütfun ürünüdür (Titus 2:11)
Aklanma, lütuf sayesinde olur (Romalılar 3:24)
Kurtuluş lütfa bağlıdır (Efesliler 1:7)

Lütuf Nedir?

Lütfa, hem insanın hem de Tanrı’nın karakteri yüzünden ihtiyaç duyulur. Tanrı benzerliğinde yaratılmasına ve Tanrı’yı tanıyıp sevmesine rağmen insan günah işlediği zaman Tanrı’dan ayrı düşmüştür; o andan itibaren de günah insanın tüm eylemlerinde etkin hale gelmiştir. Artık insan yaratıcısı olan Tanrı’ya yabancı duruma gelmiştir ve günahlı doğası yüzünden bu konuda hiçbir şey yapamamaktadır. Diğer yanda da Tanrı kutsal doğasından dolayı, günahı görmezden gelmez ve günaha göz yummaz. O’nun kutsallığı, gerçeği ve adaleti insanın yargılanmasını ve günahın cezalandırılmasını gerektirir.

Bu iki etken, tüm insanlığı cehennemde sonsuza dek mahkum edebilirdi. Fakat Tanrı karakter olarak günahtan nefret etmesine rağmen, yargıyı hakeden ve suçlu olan günahkarı da sevmektedir. İlahi sevgi böylece kurtuluşu planlar ve ilahi lütuf kurtuluşu sağlar. Lütuf, günahkarlara Tanrı tarafından verilen karşılıksız, hak edilmemiş ve layık olunmayan bir iyiliktir.

Lütuf Nasıl İşler?

Efesliler 2:45’te, İncil’de yer alan üç harika kelime tekrardan vurgulanmaktadır: sevgi, merhamet ve lütuf. Tanrı’nın sevgisinden merhamet ve lütuf akar. Lütuf soyut bir düşünce değildir; Tanrı’nın işidir. Lütuf, Tanrı’nın sevilmeyecek olanı sevmesi, suçluyu affetmesi ve kayıp olanı kurtarmasıdır. Lütuf Tanrı’nın eşsiz bir işidir. Bizler lütfu hak etmeyiz, çünkü günahlarımız kendi hatalarımız sonucunda oluşur. Hak ettiğimiz tek şey cehennemdir, fakat Mesih’te lütfa, tüm bereketlere ve bunun sonucunda oluşan tüm meyvelere sahip oluruz. Lütuf aracılığıyla gelen kurtuluş, sonsuz bir kurtuluştur. Bizim başarımız değil, Mesih’in başarısıdır; bu yüzden de gücünü asla kaybetmez ve asla başarısız olmaz.

Dikkate Değer Bir Alıntı…

“Kurtuluş, Tanrı’nın bizlerde olan bir şeylere cevabı anlamını taşımamaktadır; bizim anladığımız anlamda bir hak ya da başarı değildir. Bu noktada tüm öğretinin özü ve tüm Yeni Antlaşma boyunca yer alan, bizlerin kurtuluş için hiçbir hakkımız olmadığı,  sonsuza dek sürecek bir cezalandırılma, cehennem ve Tanrı’nın düşüncesinden uzak olma dışında hiçbir şey hak etmememize rağmen, Tanrı’nın sevgisi, lütfu ve muhteşem merhametinin bize bu kurtuluş hakkını vermiş olmasıdır. İşte bu, lütuf kelimesinin tam anlamıdır.”

D. M. Lloyd  Jones

Bunları Düşünün

İmanlı bir kişi sadece lütuf ile gelen kurtuluş için neden her gün Tanrı’ya şükretmelidir?

Tanrı neden bizim çabalarımıza dayalı bir kurtuluşu kabul etmez? Eğer kurtuluş insan çabasıyla kazanılsaydı, cennette daha fazla insan olabileceğini düşünmez miydiniz?

Kurtuluşun insan çabasıyla ya da yardımıyla olduğu hep popüler bir inanç olmuştur. Bir insanı bunun yanlış olduğuna nasıl ikna edebilirsiniz?

Ek Okuma

D.M. Lloyd Jones, The Cross, Kingsway

Yeniden Doğuş

Yeni Bir Ruhsal Doğuş

İsa Nikodim’e “Yeniden doğmalısınız” (Yuhanna 3:7) dediğinde, yeniden doğuşa olan gereklilikten bahsetmekteydi. İncil, günah içinde ölü olan insanlara bunu işaret eder (Efesliler 2:1). “Ölü” çok güçlü bir kelimedir. Ölülüğün dereceleri yoktur. Yarı ölü olamazsınız. Eğer ölüyseniz, durumunuzu değiştirmek için hiçbir şey yapamazsınız (Yeremya 13:23). Tabuttaki ölü bir adam, gömülmeyi önlemek için hiçbir şey yapamaz. Pavlus günahlarımız içinde ölü olduğumuzu söylediğinde, bizim ruhsal durumlarımızı kendimizin değiştiremeyeceğini söylemek istemektedir. Bizler ruhsal açıdan çaresiz ve ümitsiziz. Eğer durumumuz değişecekse, bunu Tanrı’nın yapması gerekir; çünkü biz yapamayız. Hepimizin ruhsal açıdan yeniden doğmaya ihtiyacı vardır.

Yeniden Doğuş Herşeyden Önce Gelir

Yeniden doğuş din değiştirmekle aynı şey değildir, aklanmadan fazlası da değildir; tam anlamıyla kurtuluşa eş değerdir. Yeni Antlaşma’daki büyük kurtuluş sözlerinin hepsi farklı vurgulamalar yapar ve bu sözler bizlere kurtuluşta farklı adımlar olduğunu öğretirler. Bu farklı adımlar bir yerden başlamalıdır. Yeniden doğuş ise, günahkar kişide lütfun işlemeye başladığı yerde gerçekleşir.

Tövbe etmek ve inanmak, Tanrı’nın yapmamızı istediği şeylerdir. Bunlar bizim Müjde’ye verdiğimiz cevaplardır. Fakat günah içinde ölüysek, bunları yapamayız. Ruhsal gerçeklere cevap verebilmek için, ruhsal hayata sahip olmamız ve yeniden doğmuş olmamız gerekir. Yeniden doğuş herşeyden önce gelir ve Tanrı’nın gerçekleştirdiği bir iştir. Yeniden doğmuş olmak, kurtuluş için atılan ilk adımdır. İsa bizlere, günah içindeki insanın dine, ahlaka ya da eğitime ihtiyacı olduğunu söylemedi. Günah içindeki insanın ihtiyacı olan tek şey, tamamen yeni bir başlangıçtır. İnsanlık, daha önce (ilk önce) Adem ile başlamıştır. Bu iyi bir başlangıçtı, fakat günah nedeniyle yıkıldı.

Bizler yeniden doğmaya ve tekrardan Tanrı’ya cevap verebilme yeteneğine sahip olmaya ihtiyaç duyarız. Bu, sadece Müjde’nin sunabileceği bir yetenektir. Bazen bir insanın hayatına yeni bir başlangıç yaptığını duyarsınız; evini ve işini değiştirir, yeni bir başlangıç yaptığını söyler. Aslında bu başlangıç hiç gerçekleşmemiştir. Böyle bir kişi birçok şeyi değiştirir, fakat doğasını değiştiremez. Ruhsal olan yeniden doğuş günahkar kişiye yeni bir doğa ve yeni bir yürek ile yeni bir başlangıç sağlar (Hezekiel 36:2627). Bu, sadece Tanrı tarafından gerçekleştirilebilir.

Ruhsal Doğuş

Yeniden doğuş ruhsal bir doğuştur; Nikodim’in Yuhanna 3:4’te düşündüğü şekilde fiziksel bir doğuş değildir. Fakat bunları birbiriyle karşılaştırmak bizim açımızdan faydalıdır, çünkü fiziksel doğuş ruhsal doğuşa benzer. Örneğin, biz fiziksel doğuşumuzda hiçbir emek harcamayız. Bu ebeveynlerimiz tarafından gerçekleştirilen bir eylemin sonucudur. Ruhsal doğuş da bunun gibidir; Göksel Babamız olan Tanrı tarafından gerçekleştirilir. Fiziksel doğuş olmadan, fiziksel varlığa sahip olamayız; yine aynı şekilde ruhsal doğuş olmadan, ruhsal yaşama sahip olamayız. İnsan Tanrı’ya tamamen yabancı bir şekilde ve günahlı olarak doğar. Bizler ruhsal olarak ölüyüz. Yeniden doğuş bizlere ruhsal bir varlık kazandırır.

Bir Gereklilik

İsa Nikodim’e yeniden doğması gerektiğini söylerken, aslında oldukça dindar bir insan ile konuşmaktaydı. Dindar insanlar suçluların, uyuşturucu bağımlılarının ve insanların kendi hayatlarını alt üst etmiş olmaları sebebiyle, o kişilerin yeni bir başlangıca ihtiyacı olduğunu sık sık söylerler. Fakat kendileri bunu yapmazlar. Dürüsttürler, çalışkandırlar, saygıdeğerdirler ve bu yüzden yeniden doğuşa ihtiyaç duymazlar. Fakat İsa’ya göre bu konuda hiç istisna yoktur. Ruhsal doğum olmadan, ruhsal yaşam da olamaz. Dindar bir yaşam ve ahlaklı bir yaşam olabilir, fakat ruhsal yaşam olmayacaktır.

Kutsal Ruh’un işi, bizleri yeni bir hayata kavuşturmaktır. Bunu, günahkar insanlara Müjde’nin bir şekilde duyurulmasını sağlamakla yapar: “Demek ki iman, haberi duymakla olur” (Romalılar 10:17). Müjde aracılığı ile Kutsal Ruh bizlere gerçek durumu gösterir. Herkes günah işlemiştir; iyi ve saygıdeğer insanlar, ahlaksal olarak toplumdan dışlanmış insanlar… Kutsal Ruh, bizleri yeniden doğuşa ihtiyacımız olduğuna ikna eder, sonra bizleri tövbeye ve Mesih’e iman etmeye yöneltir.

Dikkate Değer Bir Alıntı…

“Yeniden doğuş, bizleri kurtaran lütfun başlangıcıdır ve bizim tarafımızdan yapılan işler tamamen yeniden doğuşun ürünüdür. Biz imanla, tövbeyle ya da din değiştirmekle yeniden doğmuyoruz; yeniden doğmuş olduğumuz için tövbe ediyoruz ve inanıyoruz.” 

John Murray

Bunları Düşünün

Ruhsal durumu söz konusu olduğunda, insan ne kadar ölüdür?

Dinsel ve ahlaksal yaşam ile ruhsal yaşam arasındaki fark nedir?

Eğer yeniden doğuş kurtuluş ile ilgili herşeyden önce geliyorsa, bu günahkar insanın Müjde’ye inanmayı inkar etmekten sorumlu olmadığı anlamına gelir mi?

Ek Okuma

Peter Jeffery, From Religion to Christ, Calvary Press

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir