Denizevleri 212. Sokak No:7 Atakum/SAMSUN
+90536 973 4679

Tövbe ve İman : Günahtan Tanrıya dönüş & Barıştırma: Günahın düşmanlığını kaldırmak

Hristiyanlığın ABC si

Gerçek imanın olduğu yerde, kaçınılmaz olarak tövbe de olacaktır. Bazen hangisinin önce geldiği sorulmaktadır. Bu anlamsız bir sorudur, çünkü tövbe ve iman birbiriyle bağlantılıdır. Birinin olmadığı yerde, öteki de söz konusu olamaz.

Tövbenin iki unsuru vardır; günahtan dönüp Tanrı’ya yönelmek (Elçilerin İşleri 3:19). Gerçek bir tövbe için bu iki unsur zorunludur. Bir insan Tanrı’ya dönmeden günahtan dönebilir. Yaşam tarzını değiştirmenin faydalarını görebilir ve bazı belirgin alışkanlıklarını frenleyebilir. Şüphesiz bu davranış birçok konuda onu iyi kılacaktır, fakat ruhsal olarak hiçbir işe yaramayacaktır. Diğer yandan da, bir insan günahını terk etme niyeti olmaksızın Tanrı’ya dönebilir ve ağlayıp merhamet dileyebilir. Gözleri yaşlarla dolabilir, fakat kalbi bir taş kadar sert olabilir.

Gerçek tövbe sadece kişilik zayıflıklarını değil, günahın gerçekten ne olduğunu görmeyi içerir. Gerçek tövbe; günahın, Tanrı’nın sevgisine, ilgisine ve dürüst yetkisine karşı yapılan kalıcı isyankar bir tutum olduğunu görmektir. İnsanı gerçek tövbeye yönlendiren şey, kişinin kendi günahı hakkında ve Tanrı hakkında yeni bir anlayış kazanmasıdır. Bu aynı zamanda geçmişi unutup, Tanrı’yı hoşnut edecek yeni bir hayat yaşama konusunda büyük bir istek uyandırır (Elçilerin İşleri 26:20). İşte bu tövbedir.

İman, günahla başa çıkan tek Kurtarıcı olarak Rab İsa Mesih’e karşı duyulan değişmez bir güvendir (Elçilerin İşleri 20:21; Romalılar 3:25). İman, sadece bilgi sahibi olarak birkaç öğretiyi kabul etmek değildir, Mesih’e tövbe ile gelip, O’ndan bağışlanma dilemektir. İman Müjde’nin gerçeğini duyar, ona inanır ve onun üzerine hareket eder. Kurtarış sağlayan iman belirli gerçekleri anlamakla başlar; Mesih’e ve O’nun kurtuluşumuz için bizim yerimize yaptıklarına gerçekten güvenerek iman etmekle de gerçekleşir. İman, Müjde’nin bahsettiği Kurtarıcı’ya, aklımızın ve kalbimizin verdiği bir karşılıktır (1. Petrus 1:21).

Devam Eden Tövbe

Tövbe, kurtulduğumuz zaman bitmez. Yeniden doğduktan sonra da, bizler hala günahkar olarak yaşarız ve ne yazık ki hala Tanrı’nın yasasını çiğnemeye devam ederiz. Hıristiyan yaşamı günah ile sürekli bir savaş halindedir ve bu yüzden de tövbe, günlük bir uygulama haline gelmelidir. Aslında, imanlının günah konusunda derin bir biçimde ikna olması ve daha önce gerçekleştirdiği değişimin ardından daha derin bir pişmanlık hissi duyması durumudur. Mezmur 51’deki Davut’un tövbesi buna bir örnektir.

Bizler her gün, o günün günahları için tövbe ederiz. İtiraf edilmemiş ve tövbe edilmemiş günah, yüreklerimizde yara açacak ve Tanrı ile olan beraberliğimizi tahrip edecektir.

Dikkate Değer Bir Alıntı…

“Gerçek iman pasif değil, aktiftir. İnandığımız andan itibaren karşılaştığımız belirli durumlarda, Mesih’in öğretilerinin tüm hayatımızda baskın olmasına izin vermemizi gerektirir. Kurtarış sağlayan imana sahip olan insan diğerlerinden farklı olmayı arzulamalıdır. Dünyanın ağına takılmışken kurtuluşun kazançlarından zevk alma çabası boşunadır. Birini ya da diğerini seçmeliyiz; ve inanç hızla seçimini yapar: Bir daha geri dönüşü olmayandan yana.”

A. W. Tozer

Bunları Düşünün

Bir insan Mesih’e iman ettiğini söyleyip, günahı yüzünden hiç tövbe etmemiş ve Tanrı’ya dönmemişse, bu kişiye gerçek imanlı diyebilir miyiz?

Tövbenin iki yönü neden kesinlikle gereklidir?

Davut’un 51. Mezmuru’ndaki tövbesi, iman dolu bir tövbeydi. Bir Hıristiyan neden bu kadar derin bir tövbeye ihtiyaç duyabilir? Kurtuluşunu asla kaybetmeyecek olması bunu gereksiz kılmaz mı?

Ek Okuma

Peter Jeffery , The Young Spurgeon, Evangelical Press

Barıştırma: 
Günahın Düşmanlığını Kaldırmak

Kutsal Kitap insanın günaha köle olduğunu ve bu yüzünden de Tanrı’ya düşman olduğunu söyler. Günah, kutsal olan Tanrı ile günahlı olan insan arasındaki düşmanlığı arttırır. Bu, istesek bile ortadan kaldırmaya gücümüzün yetmeyeceği, ağır bir engel yaratır.

Tanrı’nın buna verdiği cevap, iki insan arasında önceden beri varolan düşmanlığı kaldırarak, onları bir araya getirme anlamına gelen barıştırmadır. Yeni Antlaşma, şu dört bölümde de Mesih’in işinden ve görevinden bahsederken bir ‘barıştırma’ eylemi olarak bahseder: Romalılar 5:10; 2. Korintliler 5:1820; Efesliler 2:16; Koloseliler 1:22. Bu bölümlerin her birinde Tanrı ile insan arasındaki düşmanlık vurgulanmıştır. Tanrı ile insan düşmandır ve yabancılaşmıştır, bu yüzden barışmaya ihtiyaçları vardır.

2. Korintliler 5:1821’e detaylı olarak bakalım ve dört basit adımda tanımlanan barışmayı görelim:

“Bunların hepsi Tanrı’dandır. Tanrı, Mesih’in aracılığıyla bizi kendisiyle barıştırdı ve bize barıştırma görevini verdi. Şöyle ki Tanrı, insanların suçlarını saymayarak dünyayı Mesih’te kendisiyle barıştırdı ve barıştırma sözünü bize emanet etti. Böylece, Tanrı’nın kendisi aracılığımızla çağrıda bulunuyormuş gibi Mesih’in adına elçilik ediyoruz. Mesih’in adına yalvarıyoruz: Tanrı’yla barışın. Tanrı, Mesih sayesinde kendisinin doğruluğu olalım diye, günahı bilmeyen Mesih’i bizim için günah yaptı.”

1. Tanrı Bizim Günahlarımızı Saymaz

Bizim günahımız, bizim sorumluluğumuzdur ve bu yüzden sonuçlarına katlanmamız gerekir. Her günah, faturadaki ayrı birer madde gibidir ve her günah işlediğimizde fatura miktarı büyür. Fakat barıştırma yolu ile Tanrı bu durumu düzeltip, faturadaki her borcumuzu sildi ve böylece bizlere ödeyecek hiçbir şey bırakmadı. O ne şimdi, ne de gelecekte günahlarımızı saymaz.

Peki günahlarımıza ne oldu? Sadece unutuldular mı? Hayır, Tanrı bunu yapamaz. Bu günahların yanıtları verilmelidir. Fatura tamamen ödenmelidir ve Tanrı’nın kutsal yasası yerine getirilmelidir. Eğer Tanrı günahlarımızı saymıyorsa, onları ne yapıyor?

2. O, Günahlarımızı Mesih’te Saydı

Tanrı İsa’yı günahlarımızın sorumlusu yaptı. İsa kendi arzusuyla bu korkunç sorumluluğu kabul etti; böylece Tanrı insanların günahlarını ve suçlarını O’nun üzerine yükledi.

3. Bizden Kaynaklanan Cezayı Mesih Çekti

İsa, Tanrı tarafından bizim hak ettiklerimizi hak eden kişi olarak görüldü ve Tanrı’nın tüm öfkesi çarmıhtaki günah kurbanının üzerine düştü. Engel durumunda olan günah da, yasaya uygun ve kesin olarak kaldırıldı.

4. Tanrı İsa’nın Doğruluğunu Bizlere Saydı

Barıştırmadaki son aşama olarak, günahlarımızın Mesih’te kaldırılmasından sonra, Tanrı artık Oğlu’nun doğruluğunu bizlere saydı ve bizlere normal olarak Rab İsa’ya yaklaştığı gibi yaklaştı. Böylece Tanrı ve insan arasındaki engel kaldırılmış ve barıştırma olayı tamamlanmıştır.

Dikkate Değer Bir Alıntı…

“Barıştırma, düşmanlığın sona erişi, barışın sağlanması ve daha önce karşıt olan insanlar arasında birlikteliğin sağlanması anlamına gelir. Tanrı ve insanlar, insanlığın günahı yüzünden birbirlerine karşı düşmandı; fakat Tanrı Mesih’te gerçekleştirdiği eylemiyle, günahkarları çarmıh aracılığıyla kendisiyle barıştırdı. Barıştırmanın başarılması İsa’nın Golgota’da tamamladığı bir görevdi. Mesih’in tamamladığı kefaret işinin sonucunda ise, Tanrı artık bütün günahkarları barış kazanmaya ve böylece Kendisi ile barışmış olmaya davet eder. İmanlılar Mesih sayesinde, Tanrı ile mükemmel ve nihai olan gerçek  barışmanın keyfini yaşarlar.”

J. I. Packer

Bunları Düşünün

1.      Romalılar 5:10

…………………………….……………….… aracılığı ile barıştırıldığımızı söyler.

Efesliler 2:16

 …………………………………………..…….. aracılığı ile barıştırıldığımızı söyler.

Koloseliler 1:22

 ……………………………………………….. aracılığı ile barıştırıldığımızı söyler.

Bunlar barıştırmanın farklı anlamları mıdır yoksa hepsi aynı mıdır?

2.      2. Korintliler 5’te “Barıştırma mümkündür, çünkü Tanrı günahlarımızı saymamaktadır.” diye yazılmıştır. Bu ayet, diğer üç ayet ile aynı şeyi mi söylemektedir?

Kendi sözlerinizle, barıştırma mesajını tanımlayın.

Ek Okuma

J. C. Ryle, Thoughts for young men, Calvary Press

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir