1. Aşağıdaki Terimleri Açıklayınız
a. Sakrament
Sakrament’in genel anlamı “Sır” dır. Ancak bu sır kimsenin asla bilinmemesi gereken bir sır değildir. Bu sır İsa Mesih’ten önce saklı kalmışsa da İsa Mesihden sonra elçiler tarafından bizlere ve tüm uluslara açıklanmıştır. Bu sır Müjdenin içinde bulunan Tanrı bilgisidir. Bu sır öyle yüce ve kutsal bir sırdır ki Tanrı ancak bunu biz fiziksel bedenlere sahip olan insanlara yine fiziksel olarak anlayabileceğimiz şekilde sunmuştur.
Sakramentler fiziksel öğelere iliştirilmiş Tanrı’nın Mesih’te sunduğu vaatlerdir. Mesih’teki sevgisinin görünür hal almasıdır.
b. Lütfün anlamı
Lütuf Tanrı’nın bir armağanıdır, Tanrı’nın lütfu herkese sunulmuştur ancak herkese Kurtaran lütuf sunulmamıştır. Buna göre iki tür lütuf vardır, 1. Genel lütuf Tanrı’nın tüm yaradılış’a sunduğu bir lütuftur. Örnek her insanın denizlerden, güneş’ten, yağmurdan yararlanması gibi, Kurtaran lütuf ise Tanrı’nın Mesih İsa aracılığı ile bize sunduğu yeniden doğuş lütfu’dur. Sakramentler lütuf değildir, Lütfün sunuluş yollarıdır.
c. İşaret Olan Sakrament
Romalılar 4:11 İbrahim daha sünnetsizken imanla aklandığının kanıtı olarak sünnet işaretini aldı. Öyle ki, sünnetsiz oldukları halde iman edenlerin hepsinin manevi babası olsun ve böylece onlar da aklanmış sayılsın.
Romalılar mektubundaki ayetinde de gördüğümüz gibi İbrahim henüz daha sünnetsizken imanla aklanmıştı ancak bunun işareti sünnetti. Biliyoruz ki işaret gerçek değildir, ancak gerçeği gösteren araçtır. İşaret olan sakrament bizlere Tanrı’nın müjdesinin İsa’daki vaatlerinin işaretleridir.
d. Mühür Olan Sakrament
İsa Mesih’e iman ettiğimizde bizler günahlardan arınıp Tanrı’nın bize sunduğu tüm lütfa sahip oluyoruz. Ve Mühür olan sakrament aracılığı ilede sadece bu lütfa sahip olduğumuz değil aynı zamanda aklandığımızın mührünü de almış oluyoruz. Ve mühür olan sakrament bizim için önemlidir mührü veren için değil.
Ester 3: 12-13 Birinci ayın on üçüncü günü kralın yazmanları çağrıldı ve Haman’ın buyruğu her ile kendi işaretleriyle ve her halka kendi diliyle yazılarak satraplara, il valilerine ve bütün halk önderlerine gönderildi. Buyruk Kral Ahaşveroş’un adını ve yüzüğünün mührünü taşıyordu.
2. Vaftiz ve Rabbin Sofrasını Düşündüğümüzde Onlar Önce Bizim Davranışlarımız İçin’mi yoksa Tanrı’nın Davranışları İçin’mi Önemlidir?
Bizim davranışlarımız için önemlidir. Çünkü bizler lütfu anlayabilmemiz için fiziksel olaylara ihtiyacımız vardır. Tanrı bize sakramentler aracılığı ile bize lütfünü anlatmıştır. Tanrı her şeyi anlamaya ve bilmeye yeterlidir. Ancak bizler ruhsal olan olayları anlayamayız Matta 28:1-4’te Mesihi gören askerlerin ölü gibi bayılmaları, Yeşeya’nın Tanrıyı gördüm diye bas bas bağırıp ben öldüm artık dercesine kadar sızlanmasını hatırlıyoruz. Lütuf’la Tanrı bizlere gelmektedir buna göre Tanrıyı hiç kimse görüp yaşamayacağından dolayı Tanrı’nın bize gelmesi fiziksel sakramentler aracılığı ile olmaktadır. Sonuç olarak Vaftiz ve Rabbin Sofrası Tanrı’nın davranışları için değil bizim davranışlarımız için önemlidir.
3. Luther Şüpheye Düşünce yada Şeytan Suçladığında, yüksek sesle “ben vaftiz edildim” diye bağırıyordu. Bunu neden Yaptı? Vaftizinde nasıl bir önem gördü?
Luther öyle bağırarak imanına tanıklık etmiyordu. Luther Vaftizin doğasını anladığı için, içinde bulunduğu zor zamanlarda vaftiz olduğu ana geri dönemketydi ve Tanrı’nın vaftiz sırasında ona geldiğini hatırlıyordu. Lutherin bu yaklaşımında, Tanrı bir vaat veriyordu. Bu vaadi’de su vesilesiyle yani fiziksel olan suyu kullanarak yapıyordu ve vaadini onaylıyordu. Ve Luther’in Tanrı’nın vaadini hatırlıyordu Tanrı’nın kendisinin üzerine mührü olduğunu anımsıyordu bunlarıda vaftiz ile bile biliyordu yani bu vaadin kendisine fiziksel olarak açıklanması ile. Vaftiz olan kişi Tanrı’nın mühürünü üzerinde taşımaktadır.
4. Hıristiyan Vaftizinin Önemi Nedir?
Hıristiyan inancındaki 2 sakrament’ten biride vaftizdir. Vaftiz sadece bir tören değildir EMİR’dir, İsa Mesih’in emri,Mat 28:19 Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin. Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin. Vaftiz günah’ın suçluluğunun üzerimizden Mesih’in kanı sayesinde kaldırılması anlamındadır. Vaftiz İsa Mesih’le birleşmek anlamındadır. Mesih İsa ile birlikteliktir.
5. Rab sofrasının önemi nedir?
Rab’bin sofrasının önemi öncelikle bu bir paydaşlık’tır Tanrı ile Rab’bimiz Mesih İsa ile paydaşlıktır, bu paydaşlık Yaratılıştaki ilk insan olan Adem’le Tanrı’nın paydaşlığı gibidir hatırlarsak Tanrı Adem’e Yaratılış 2:16’da “…………..istediğin gibi ye…….” diyor al ye diyor bu bir paydaşlıktır, Tanrı’nın Adem’e yaşayabilmesi için vermiş olduğu bir armağandır, Rab’bin Sofrası’da bizim için Mesih İsa ile paydaşlıktır. Mesih’te bizim yaşayabilmemiz için bunları bize sundu “……..Alın, yiyin’ dedi” Matta 26:26 ‘Hepiniz bundan için’ dedi Matta 26:27
1.Korintliler 15:45 Nitekim şöyle yazılmıştır: “İlk insan Âdem, yaşayan bir can oldu.” Son Âdem ise yaşam veren bir ruh oldu. Önce ruhsal olan değil, doğal olan geldi. Ruhsal olan sonra geldi. İlk adam yerden, yani topraktandır. İkinci ada göktendir. Topraktan olan adam nasılsa, topraktan olanlar da öyledir. Göksel adam nasılsa, göksel olanlar da öyledir. Bizler topraktan olana nasıl benzer idiysek, göksel olana da benzeyeceğiz.
Tanrı ilk topraktan yaratılan Adem’e dünyasal gıdasını verdi “Ye dedi” Mesih İsa’da bizlere Ruhsal Gıda’mızı verdi “Ye dedi”
6. Kutsal Kitap sadece bir şekil mi su vaftizini öneriyor? Kutsal Yazılar bu konuyla ilgili ne söylemektedir?
Bu konu aslında önemli değildir önemli olan, Neye ve kime vaftiz olduğumuzdur. Ancak yinede bu konuya baktığımızda bir şekil vaftiz olmadığını Kutsal Kitap’dan öğrenebiliyoruz. Buna en güzel örnek’te “Gidin Vaftiz edin” Matta 28:19’da Yeni Antlaşma Elçilerin işleri bölümünde 19:15 – 16:33 – 8:13’de göreceğimiz ayetlerdeki gibi 10 olayda da kişilerin nasıl vaftiz edildiği konusunda net bir bilgi verilmemektedir. Ancak elçilerin işleri 8’de Filipus’un Hadımı vaftiz etmesi olayında “Filipus’la hadım birlikte suya girdiler…………………….Sudan çıktıkları zaman” bu şekildeki ayetlere baktığımızda Suya gömme yönteminin tek yol veya yön gösterici olduğu görüşü çıkmaktadır. Yinede bu ayete baktığımızda gömerek yapılması konusunda net bir emir göremiyoruz. Ayrıca batırma olayından ziyade suya girip çıkmaktan bahsedilmektedir. Elçilerin işlerinde üç bin kişinin aynı günde vaftiz olduğu söylenmektedir, çevrede çok büyük ve derin sular olmadığı düşünülürse yine net bir şekilde girip çıkma şeklinde vaftiz oldukları görünmektedir.
Eski antlaşmada ise Vaftiz farklı anlamlar ifade etmektedir. 2. Krallar 5:14 Bu ayete göre batırma anlamında görülse bile uygulamada banıp çıkmak gibi yani daldırıp çıkarmak gibi bir anlamda görüyoruz. Yine Eski Antlaşmada kanın, yağın serpilmesi ile kutsanma, aklanma yapıldığınıda görüyoruz. Yada kanın, yağın serpilmesi gibi. Levililer 14:6 ve 51’de cüzamlının temizlenmesi için bir kuşun kanı akıtılmış diğer bir kuşun kanına hemen dokundurulması görülmektedir. Ayrıca Levililerde yağın serpilmesinide görmekteyiz.
İbraniler 9:13 Murdar olanların bedensel temizliği için üzerlerine serpilen düvenin külleri ve erkeçlerle boğaların kanı onları kutsal kılıyor.
İbraniler 9:21 …..üzerine kan serpti.
Vaftiz, günahın suçluluğunu üzerimizden Mesih’in kanı sayesinde kaldırılması konusunu da sembolize etmekte ve mühür oluşmaktadır. Yeni antlaşmada Mesih İsa’nın kanının bu rolünü ifade için kanın serpilmesi tabiri mecaz anlamda kullanılmaktadır bu nedenle vaftizde suyun serpilmesideoldukça kelami bir ifadedir.
Kutsal Kitap’da Vaftiz kelimesi farklı yerlerde batma, batırılma, içine girme, serpme, gibi anlamlarda da olsa bütün Kutsal Kitapta mecaz yada uygulamalarda değişik şekilde ve tarzlarda karşımıza çıkmaktadır.
7. Bu tarz karşı koymalara cevap veriniz.
a. Bebekler imanı alamaz.
Bebekler imanı alamazlar evet, Ancak bu imanı almak insanın kendisin iyi bir insan olduğu için iyi ve doğru olan İsa’ya iman etmiyor ki zaten, İman lütufla verilen bir şeydir. Yani Tanrı’nın verdiği bir şeydir. Eğer bebeklerde bu lütfasahiplerse imanı almışlardır demektir.
b. Kutsal Kitapta bebek vaftizi ile ilgili bir bölüm gösteremezsin.
Öncelikle Kutsal Kitap’ta bebeklerin vaftiz olmaması ile’deilgili ayet yoktur. Ancak Kutsal Kitap’ta bebeklerin vaftiz olmaları veya olduklarına dair birçok ayet mevcuttur.
«Seninle ve soyunla yaptığım antlaşmanın koşulu şu: Aranızdaki erkeklerin hepsi sünnet edilecek. Sünnet olmalısınız. Sünnet aramızdaki antlaşmanın belirtisi olacak. Evinizde doğmuş yada soyunuzdan olmayan bir yabancıdan satın alınmış köleler dahil sekiz günlük her erkek çocuksünnet edilecek. Gelecek kuşaklarınız boyunca sürecek bu.Yaratılış 17:10-12
Biliyoruz ki Eski Antlaşmadaki sünnet Yeni antlaşmadaki Vaftizi simgelemektedir buna göre Tanrı’nın emri nerede değişti yani bu hükmünü nerede kaldırdı?
Evinizde doğan yada satın aldığınız her çocuk kesinlikle sünnet edilecek. Bedeninizdeki bu belirti sonsuza dek sürecek antlaşmamın simgesi olacak. Sünnet edilmemiş her erkek halkının arasından atılacak, çünkü antlaşmamı bozmuş demektir.» Yaratılış 17:13-14
Elçilerin İşleri 7:8 Sonra Tanrı onunla, sünnete dayalı antlaşmayı yaptı. Böylelikle İbrahim, İshak’ın babası oldu ve onu sekiz günlükken sünnet etti. Ve İshak Yakup’un, Yakup da on iki büyük atamızın babası oldu.
(Mısırdan Çıkış 6:12, 30 – Levililer 19:23; 26:41- Yasanın Tekrarı 10:16, 30:6 – Yeremya 4:4;6 : 10, 9,25)
Elç 2:38-39 Petrus onlara şu karşılığı verdi: “Tövbe edin, her biriniz İsa Mesih’in adıyla vaftiz olsun. Böylece günahlarınız bağışlanacak ve Kutsal Ruh armağanını alacaksınız. Bu vaat size, çocuklarınıza ve uzakta olanların hepsine, Tanrımız olan Rab’bin kendine çağıracağı herkese yöneliktir.”
Kutsal Kitap’ta Bebek vaftizi ilgili bölümler fazlası ile mevcuttur.
c. Bebeğin yeniden doğup seçildiğini bilemeyiz.
Sadece bebeklerin değil hiçbir insanın seçilmiş olduğunu bilemeyiz, ama bu bilememek onun seçilmemiş olduğu anlamına gelirmi? Ya o bebek seçilmiş ise Bebeklikten başlayarak onun Kutsallaşma yolunda Gerçek bir Mesih imanlısı olarak yetişe bilmesi için biz elimizden geleni yapmalıyız.
d. Vaftiz olan bebekler yetişkin olduklarında kiliseyi ve imanı bırakırlar.
Evet vaftiz olan bebekler büyüdüklerinde Kiliseyi ve İmanı bırakabilirler ancak buna iki türlü cevap verebiliriz. 1. Eğer bebek seçilmiş ise kiliseden ve imandan düşse bile bu düşüş ebedi olmayacaktır. Tanrı’nın lütfu ile almış aldığı yürek onu tekrar imana getirecektir. Ancak vaftiz olan bebek seçilmemiş ise vaftiz olmuş olsa bile kurtuluşu alamaz buna göre kiliseyi ve imanı bırakabilir, ancak yinede vaftiz yapmak bana göre doğrudur çünkü vaftiz olmakla sonuçta iyi olan, adil olan ve her şeye gücü yeten İsa Mesih’e vaftiz edilmiştir ve buna göre vaftiz olmayan insanlardan veya İsa Mesih’i hiç tanımayan insanlardan daha ayrıcalıklı olmuştur.
8. Bebek vaftizi için Kutsal Yazılardan olumlu bir durum gösteriniz.
En olumlu durum yeri ve göğü yaratan Tanrı’nın bereketleri ve bu bereketlere sahip olmasıdır. Evinizde doğan ya da satın aldığınız her çocuk kesinlikle sünnet edilecek. Bedeninizdeki bu belirti sonsuza dek sürecek antlaşmamın simgesi olacak. Sünnet edilmemiş her erkek halkının arasından atılacak, çünkü antlaşmamı bozmuş demektir.» Yaratılış 17:13-14
Tanrı Antlaşma olarak sünneti yani vaftizi söylüyor ve bunu yapanlarla bir antlaşma yaptığını söylüyor
Yaratılış 17:7, Şimdi sözümü dikkatle dinler, antlaşmama uyarsanız, bütün uluslar içinde öz halkım olursunuz. Çünkü yeryüzünün tümü benimdir. Mısırdan Çıkış 19:5
Tanrı’nın öz halkı olmak kadar olumlu daha ne olabilir ki?
9. Müjde ile sakramentler arasında bağlantı nedir?
Müjde ve sakramentin ikisinide sunan bizlere Tanrı’dır bizler sadece buna pasif olarak sahip olmuşuzdur. Eğer Müjde şarap’tan ekmekten, sudan (vaftiz) bahsetmeseydi bunların bir önemi ve anlamı olmazdı dolayısı ile şarap sadece şarap ekmek ise karnımızı doyurmak için bir nesne olurdu. İkiside ancak imanla alınır. Biri işaret (Sakrament) diğeri işaret edilendir (Müjde lütuf). Her ikiside bizim için sunulmuştur. Müjde Tanrı’nın sözü (mektub’u diye düşünebiliriz) sakrament ise mühürüdür.
10. Mesih bize Rab sofrasında nasıl sunar? Burada Kutsal Ruhun rolü nedir?
Bu konuda farklı inançlar vardır örnek Katolikler Rabbin Sofrasını halka verirken o anda ekmek ve şarabın İsa Mesih’in beden ve kanına dönüştüğünü savunmaktadırlar. Evangelical’lar ise ekmek ve şarabın sadece simgesel olduğunu söylemektedirler. Ancak İsa Mesih’in varlığı ne Katoliklerin söylediği gibi gerçekten fiziksel olarak bulunmaktadır nede Evangelical’ların söylediği gibi hatırlatmak yani simgesel anlamında kullanılmıştır. İsa Mesih bu şarap ve ekmek aracılığı ve Kutsal Ruh’un işi aracılığı ile bize gösteriliyor.
Rab’bin sofrasında Rabbimizin çarmıha gerilişini, dirilişini ve Göğe yükselişini kutluyoruz. Mesih’in tümü tam olarak hem beden almış insan halinde hemde insan olarak Rab’bin sofrasını kutladığımız anda bizimle birliktedir. Buda Kutsal Ruh’un gücüyle O’nunla paydaşlıkta bulunuyoruz.
İsa Mesih’in kanı aşağıya gelmiyor biz Kutsal Ruh aracılığı ile ona kaldırılıyoruz.
İsa Mesih biliyoruz ki göklerde ve Baba’nın yanında sağında oturmaktadır, ancak bizlere Rabbin sofrasını sunan İsa Mesih’tir peki İsa Mesih göklerde ise nasıl bize bunu sunmaktadır? Bunun cevabıda Kutsal Ruh’tur. Bizleri İsa Mesih’le Birleştiren Kutsal Ruh’tur. Ancak Kutsal Ruh’un gücü aracılığı ile Rab bizim aramızda olur.
11. Rab sofrasını ne kadar sıklıkta almalıyız? Neden?
Bazı kiliseler her hafta bazıları her ay bazıları yılda bir Rabbin sofrasını kutlamaktadırlar. Bu soruya cevap Rabbin sofrasının ne anlama geldiğini bilmekle bağlantılıdır. Rabbin sofrası Mesih İsa’nın bizler için yaptığını anmak ve Mesih İsa ile paydaşlıktır Elçilerin İşleri 2:42-47’e baktığımızda insanların kendilerini paydaşlığa, duaya ve aynı zamanda ekmek bölmeye kendilerini vermişlerdi Yani belli günlerde belli haftalarda veya belli aylarda değil. Bu sofrayı bize sunan İsa Mesih’tir «Alın, bu benim bedenimdir» Bizelütfünu sunan Mesih’in bu paydaşlığına sık sık yapmalıyız özellikle kilise üyelerinin durumuna bağlı olarak her hafta yapılabilir.
12. Tanrı neden fiziksel şeyleri müjdeyi bize anlatmak için kullanmıştır? Müjde ruhsal bir gerçek değimlidir? Sakramentler aracılığıyla ilişkilenen fiziksel yaratılış ve müjdenin vaatlerinin bağlantısı nedir?
Tanrı’nın fiziksel şeyleri kullanmasının sebebi bizlerin Ruhlarımız olduğu kadar bedenleride olan varlıklarız dolayısı ile fiziksel bir doğaya sahip olmamızdır, bu nedenle bu fiziksel sakramentlerin, öğelerin kullanılması sahip olduğumuz fiziksel doğa ile uyum içinde çalışmasındandır. Tanrı bu lütfün sunuluş yolunu kabul edeceğimiz şekilde sunmaktadır. Matta 28:1-4’te dirilmiş olan Mesih’le karşılaştıklarında korkudan ölü gibi yere yığılmaları. Yeşeya 6:1-5 de Tapınakta Tanrı’nın görkemi ile karşılanan Yeşeya Peygamberin ben ödlüm diye bağırması çünkü Tanrı ile karşılaşmanın gücüne dayanamıyor. Mısırdan Çıkış 33 bölümünde ise Musa Tanrı’nın görkemini çok görmek istemesine rağmen ona bakamamıştı. Beklide kaba tabirle Tanrı bir adaptör olarak sakramentleri kullanıyor diyebiliriz.
Müjde Ruhsal bir gerçektir. Ancak Fiziksel olanı ruhsal olanla uygun bir biçimde ilişkilendirmezsek sakrament’i anlamakta zorlanabiliriz.
Müjde ve sakrament’in kaynakları aynıdır. Müjdenin merkezi İsa Mesih’tir, Sakrament’de aynıdır
13. Orta çağ kilisesi vaftizden sonra oluşan günahlar için ayrı bir kefaret sakrament’i geliştirmiştir. Fakat Reform geleneğinde eğer bir kefaret sakrament’i varsa bu vaftizdir. Bununla ne demek istiyoruz?
Bu konuya bakmak için önce Romalılar 6:3-7’ye bakalım. “Mesih İsa’ya vaftiz edilenlerimizin hepsinin O’nun ölümüne vaftiz edildiğini bilmez misiniz? Baba’nın yüceliği sayesinde Mesih nasıl ölümden dirildiyse, biz de yeni bir yaşam sürmek üzere vaftiz yoluyla O’nunla birlikte ölüme gömüldük. Eğer O’nunkine benzer bir ölümde O’nunla birleşmişsek, O’nunkine benzer bir dirilişte de O’nunla birleşeceğiz. Artık günaha kölelik etmeyelim diye, günahlı varlığımızın ortadan kaldırılması için eski yaradılışımızın Mesih’le birlikte çarmıha gerildiğini biliriz. Çünkü ölmüş olan, günahtan özgür kılınmıştır.” Ölü bir insan artık günah işleyemez,bizler Mesih İsa’da vaftizimizle öldük ve dirildik buna göre bizler günahlardan özgür kılındık bunu demekle bizler artık günah işlemeyeceğiz değil ancak
Orta çağ kilisesi vaftiz olan bir insan için daha sonraki hayatlarında işledikleri günah için “Günah Çıkarma” işlemi uygulamakta ve bunada sakrament olarak bakmakta idiler. Çünkü onlara göre günahla kaybolan Vaftiz lütfu ortadan kalkıyor, yeniden lütfu almak içinde başka ve yeni bir sakrament’i uyguluyorlardı. Buna göre Tanrı’nın bize verdiği Vaftiz lutfunun pekte güvenilir ve kalıcı bir lütuf olmadığını düşünüyorlardı. Ancak Reform geleneğinde buna gerek yoktur çünkü Tanrı zaten vaftizle bizleri günahtan özgür kılmıştır ve bu konuda vaftizle simgesel olarak bizleri mühürlemiştir. Çünkü vaftizde simgelenen olay budur. İsa Mesih’le çarmıhta eski benliğimizde öldük İsa Mesih’in şanlı dirilişi ilede birleştik. Buna göre hangi günah bizleri bu kurtuluştan alabilir? Hangi günah bizlerin üzerindeki Tanrı mührünü silip yeni bir mühre ihtiyaç duydurabilirki? Kutsal Kitap’ın dediği gibi “Mesih’le birlikte çarmıha gerildiğini biliriz. Çünkü ölmüş olan, günahtan özgür kılınmıştır.” Kefaret olan Vaftiz bizim geçmiş ve gelecek olan günahlarımız için yeterlidir. Tanrı tarafından seçilmiş bir insan asla kalıcı olarak imandan düşemez ancak zaman zaman geçici olarak düşebiliriz bu durumlarda da hep vaftizimizi hatırlamalıyız. Ve Tanrı’nın bizlerin tüm suçunu bağışladığını anmalıyız.
14. 1. Korintliler 11. Bölümde her ekmeği yediğinizde ve kaseden her içtiğinizde Rabbin ölümünü gelene kadar ilan etmiş olursunuz. “Gelene Kadar” cümlesini düşününce Rab sofrasının eskatolojik önemi nedir? Bize geleceği nasıl gösterir.?
Gelene Kadar sözcüğü bitti, bitirdik analımda değildir, burada anlamamız gereken geleceğe doğrudur. Geriye bakacağız ancak sadece geriye değil ileriyede bakmalıyız ki o zaman ümidimiz olsun. Bu eskatolojik bakış peygamberliklerden gelmektedir. Yeşeya 25:6/8 ayetlerine baktığımızda Yeşeya peygamber ileriye bakıyor ve tüm yaratılışta herkes için bir şölen bir ziyafet olduğunu söylüyor. Bu peygamberlikle ilgili bir beklentidir. Tarihsel gerçekleşme içinde Vahiy bölümüne baktığımızda Vahiy 19:1-9’a burada Tanrı’nın tarihteki işi tamamlanmış. Dünyanın tarihinde gereken amaçlar gerçekleşmiş kuzunun düğün ziyafetinin başlamış olduğunu görmekteyiz. Bunun anlamı Vahiyde anlatıldığı gibi Kuzu’nun düğün ziyafetinden önce bir zevk ve bekliyor oluşumuzdur. Tanrı’nın amacı asla günahla dolu bir dünya değildi, Tanrı’nın isteği bu düğün yemeği idi ve biz bunun gerçekleşmesini bekliyoruz.
M.Orhan PIÇAKLAR (Orhan ANT)